11 Ağustos 2009 Salı

Lost Ham United Ep2; Taksim Spor


Ülkelerin futbol tarihlerinde azınlık takımları ve bunun tabii sonucu olarak milli takım çıkmazları hep sorun olarak baş göstermiştir. Bugün geriye şöyle baktığımızda bundan karlı olarak çıkan takımın/takımların sadece İspanya Bask azınlığı olduğunu görüyoruz. Yugoslavya, Rusya, Almanya, Mısır hatta kendini Helenik azınlık olarak sayan İtalyan takımları bile bu azınlık kavramının altında ezilmiş, ve bugün endüstriyelleşen futbolun dimağında eriyip gitmiştir. Dile kolay, 1972'de Avrupa'da toplamda 63 azınlık takımı varken bugün ulusal liglerinde oynayan sadece 6 azınlık takımı var. Ve azınlık takımı sayısında ulusal bazda artış Afrika liglerine kaymış durumda.

Bu durum esasında toplumsal gelişimlerin sosyo-kültürel bir açılımı gibi duruyor. Faşizm'in bir açılımı sonrasında kapitalizm'in bu açılımı yok edecek seviyedeki toplumsal uygulamaları futbol üzerinde nüksedince orytaya böyle bir sonuç çıkıyor.

İşte bu söylediklerimizin üzerine ülkemizdeki birkaç takımı saymazsak köklü olarak tek azınlık kulübü olarak sayılan Taksimspordan bölüm gereği bahsedeceğiz. Çünkü onlar da artık kayıp; 60'lı yıllara yaklaşıldığında ulusal lige dahil olmadığı halde büyük takımların ayağına çelme takan, buna karşın bugün bütçesi 100.000 ytl'yi bulmayan bir takımdan.

Açık konuşmak gerekirse Taksimspor hakkında ortada bulunan iki itham ve üç iddia var. Bunları yazıp herhangi bir yorum bulunmadan yorumu sizlere bırakacağım. Bunlardan birincisi Taksimsporu kuran ve o dönem kuyumculuk ve değerli maden işlerinde uğraşan Ermeni iş adamlarının takım üzerinden vergi kaçırmasıdır. İkincisi ise kurtuluş ve Feriköyde bulunan Ermeni halkın sesini duyurmasıdır. İddialar ise Beşiktaş, Vefa ve Galatasaray kulübünde bulunan oyuncuların kendilerine Ermeni oldukları için takımda yer verilmediğini savunmaları idi. İkincisi ise Galatasaray kulübünün vakfında ve genelkurulunda oluşan Fransız lobiciliği ve bunun sonucunda İkinci dünya savaşı öncesinde Ermenistan'ın Türkiye devletine olan tutumu. Ve üçüncüsü, bu takımın Ermeni azınlığın desteğini arkasına alarak tıpkı Bilbao ekibi gibi sadece Ermeni olan oyuncuları oynatmak istemesi. Bunlar Taksimspor hakkında oluşan itham ve iddia'dır.

Taksimspor bugünlere gelindiğinde ekonomik gücünü bir şekilde kaybetmiş, tıpkı Leeds United gibi başarısızlık sonucu bünyesinde bulunan şirket mali gücünü tamamen kaybetmiştir. 1980'lere kadar aktif olarak ulusal liglerde oynayan bu takımdan Lefteri Gabris İstanbulluoğlu, Teodanis gibi oyuncular çıkmıştır.

Kulüp şu sıralar amatör kümede mücadele ediyor ve maçlarını Feriköydeki stadyumdan büyük Sarıgül reklamlarının bulunduğu sahada oynuyor.

Hemen belirtelim, bu serinin bundan sonraki yazısı Ada'dan Leeds United kulübü olacak.

0 yorum: