Futbola sevginiz küçük yaşta, küçük bir yerin/beldenin daha küçük bir stadyumunda başlamışsa futbola diğer insanların baktığı gibi bakabilir ama göremezsiniz. Alttan ısıtmalı kombineli koltuğunuzda otururken hep içinizde bir huzursuzluk vardır. Geçmişe özlem duyulur duyulmasına da geleceğe saygı(!) pek içten olmaz.
Ben küçük bir ilin daha küçük bir ilçesinde futbolu sevmeye başladım. Televizyonlarda ligler daha yeni yeni yayınlanmaya başladığı yıllar. Ama amatör ligin hangi amatör klansmanında oynadığını hatırlamadığım biricik beldemin forvet oyuncusu Yusuf Nadir idi pek iyi hatırlarım. . Yusuf abi topu alıp üç ya da dört kişiyi 10-12 saniyede ekarte edip golünü atmıştı, bir diğer 50 kilometre öteden gelen diğer beldenin amatör takımına. Akşam Ulvi'nin golünü tv'den görünce Yusuf abinin golü daha içten ve "yerel" gelmişti bana.
Tom Finney kimdir, kim değildir hiç bilmiyorum. Birkaç yerde adını duymuşluğum, son günlerde adına film çekildiğini okumuşluğum var.Şansımız olsa da İngiltere sokaklarında Finney kimdir diye sorsak, eminim kimse bilmez. Yusuf abi gibi.
Biri yerel efsane, diğeri şu an mezarlıkların toprağını değiştirmekle mesul belediye işçisi.
Yabancıya sorsan "futbol kültürü", kendimize sorsak "geçim sıkıntısı" der ve Rijkaard'ın B planından bahstemeye devam ederiz.
Local Hero: Sir Tom Finney
1 yorum:
Cocuklugumuzda o beton, ustu acik tribunlerde, her hafta yikanmaktan rengi solmus formalar icinde izledigimiz, futbolu zevk icin oynayan, sahadan ciktiginda kimi zaman kasap, kimi zaman bakkal, kimi zaman isci olan futbolcularin yerinde olmayi isterdik cocuk yuregimizle. Hayran hayran izlerdik birakin B Plani'ni, A Plani bile olmayan takimlari. Bizler buyuduk ve arkamizda biraktik tatli futbol anilarini. Kendimizi kisir bir dongunun ortasinda keci boynuzu yiyerek avutmaya calistik. Amator ruhumuz zamanla ucup gitti. Geriye bir "B Plani"!!!miz da olmadigi icin bu tartismalarin icine girmekte bulduk careyi.
Yorum Gönder