100 yıla yaklaşan Galatasaray-Fenerbahçe rekabetinde tarihe kazinmis ve unutulmayan onlarca maç vardır. Ancak bazı maçlar vardır ki maç içinde yaşananlar ile unutulmazlar arasında da önemli bir yere sahiptir. Yıllardır her Fenerbahçeli'nin nesilden nesile aktarmayı kendine görev edindiği, gerçekten de efsane olmayı haketmiş 4-3'lük maç da bu maçlardan bir tanesidir. Şimdi 20 yıl öncesine bu maça gidelim ve anılarımızı tazeleyelim.
3 Mayis 1989, İstanbul baharın ilk günlerini yaşarken, hava hafif bulutlu ama yağışsızdır. İki eski dost, iki eski rakip Galatasaray ve Fenerbahçe Türkiye Kupası çeyrek final rövanş maçında Ali Sami Yen Stadında kozlarını paylaşacaklardır. İlk maç Kadıköy'de 2-2 sonuçlanmış ve deplasman golünün uygulanmadığı o donemde turu geçmek için taraflardan birisinin maçı kazanmak zorunluluğu doğmuştur. Maçın berabere bitmesi uzatma ve penaltıları getirecektir.
Hem hafta içi (Çarsamba) hem de saat 15:00'te olması sebebi ile seyircilerin maça gelmesi zor gozükmektedir ancak bu maçı kaçırmak istemeyen onbinler Ali Sami Yen'de yerlerini almışlardır. Naklen yayınlanacak maç tribünlerde yer yer boşluklara sebep olsa da yine de hatırı sayılır bir seyirci topluluğu vardır tribünlerde. Maç öncesi hafif sakatlıkları bulunan Fenerbahçeli Rıdvan ve Galatasaraylı Uğur ve Tanju oynayabilecek durumdadır. Bugün bile zaman zaman adam markaji uygulatan Mustafa Denizli, maçtan önce yaptığı açıklamada Rıdvan Dilmen icin özel önlem almayacağını belirtmiştir.
Artik maçın başlama saati gelmiştir ve hakem Sadık Deda'nin ilk düdugü ile maç başlar. Maçın 10. dakıkası yaşanmaktadır. Prekazi'nin pası ile ceza sahasına giren Cüneyt, Ergin'in müdahalesi ile yerde kalır. Hakem Sadık Deda tereddütsüz penaltı noktasını göstermiştir. Deda maçtan sonra yaptığı açıklamada da “Ben verirsem penaltıdır” diyecek ve ego tepelerinde gezdiğini gösterecektir. Topun başına Tanju geçer ve penaltıyı gole çevirerek skoru 1-0'a getirir. Galatasaray ataklarını sürdürmektedir. 17 dakikada Prekazi'nin Uğur'u geçen pasıyla buluşan Tanju için golü yapmak zor olmamıştır. 35. dakikada Hasan Vezir'in direkte patlayan topu Fenerbahçe'nin ilk yarıda kaçırdığı en önemli pozisyondur. Bu pozisyondan 3 dakika sonra Galatasaray farkı 3'e çıkarır. Sahnede yine Tanju vardır. Gol öncesinde Uğur'un ofsayt olduğu yönündeki itirazlarin ise hiçbir anlamı yoktur. İlk yarınıin tamamlanmasına çok az bir süre kala Uğur'un kaçırdığı gol ikinci yarıda yazılacak destanın ilk satırlarıdır belki de. İlk yarı 3-0 Galatasaray'in üstünlüğü ile biterken herkes artık turun Galatasaray'a gittiğini düşünmeye başlamıştır.
Devre arasında Fenerbahçe soyunma odasında önce Rıdvan'ın sesi yankılanır. “Biraz onurumuz varsa bu maçı kazanırız. Göğüsleri ile alacakları topları, rövaşata yaparak kullanıyorlar. Beyler bu formayla dalga geçilmez. Çıkarız, kazanırız.” der ve bu noktadan sonra devreye Veselinoviç girer. “Siz lidersiniz, çok maç kazandınız. Herşeyi gol için düşüneceksiniz. İlk golü atın bakın arkası nasıl geliyor.” diyerek motive eder oyuncularını. 3-0'dan sonra Galatasaraylı oyuncuların dalga geçer gibi oynamaları ateşlemiştir Fenerbahçeli oyuncuları. Bu duygularla ikinci yarıya çıkar Fenerbahçeli futbolcular.
İkinci yarı başlar. Galatasaray maçın başladığını bile anlamamıştır Rıdvan'ın pasında Aykut golü attığında dakikalar 46'yı gösterirken fark 2'ye iner. Bu golün üzerinden 7 dakika geçmistir. Soldan İsmail'i geçen Rıdvan, penaltı noktası üzerindeki Hasan ile buluşturur topu. Hasan topu ağlara gönderir ve skoru 3-2'ye getirir. 68. dakikaya gelindiğinde maçın gidişatini çok onemli olcude etkileyecek olay gerçeklesir. Galatasaray takımının beyni Prekazi, kafasını bu kez Taygun'a vurmak için kullanır ve Sadık Deda da yardımcısının uyarısıyla Cevad'ı oyundan ihraç eder. Skor 3-2'dir ve Galatasaray geride kalan süreyi 10 kişi oynamak zorundadır. Kırmızı kartın üzerinden 3 dakika geçmiştir. Top yine Rıdvan'ın ayağındadır. Savunmayı allak bullak eder ve ortasını yapar. Topa yatarak vuran Hasan skoru 3-3'e getirmiştir. Hasan-Rıdvan işbirliği bu gol ile sonlanmaz. 82. dakikada pas yine Rıdvan'dan gol de yine Hasan'dan gelir. Soyunma odasına 3-0 geride giden Fenerbahçe maçın bitimine yaklaşık 10 dakika kalmışken skoru lehine çevirmeyi başarmıştır. Maç da bu skorla bitmiş ve Fenerbahce Türkiye Kupası'nda yarı finale çıkan taraf olmuştur. Ancak kimse bu skora inanamamaktadır.
Devre arasında yaptığı konuşma ve ikinci yarıda oynadığı harika futbol ile takımını galibiyete taşıyan Rıdvan Dilmen, “7 yeseydik 8 atardık.” açıklaması ile galibiyete ulaşacaklarına olan inancını ortaya koyuyordu maç sonunda. Aykut “5-0 olsa bu kadar güzel olmazdı.” derken Nezihi ise “3 avans verdik.” açıklamasını yapıyordu maç sonunda.
Galatasaray cephesinde ise hayalkırıklığı ve öfke hakimdi. Ergun Gürsoy ve atılan Prekazi mağlubiyetin faturasını hakemlere çıkarırken, en aklı başında açıklamaları genç teknik adam Mustafa Denizli yapıyordu. Takımın uyarılarına rağmen rehavete kapıldığından veryansın eden Denizli, ilk yarıdaki baskının yorgunluğunu yaşadıklarını ifade ediyor ve Fenerbahçe'yi tebrik etmekten başka yapacakları birşeyin olmadığını söylüyordu. İlk yarıda arka arkaya gelen gollerden sonra kale arkasında yer alan foto muhabirlerine dönerek, “Size burada ekmek yok. Fener kalesinin arkasına gidin.” diyen Simovic'in kalesi Milliyet'in ifadesi ile “Fırına” dönüyordu. Ama tavsiyesinde haksız da sayılmazdı zira bütün goller diğer kalede olmuştu. Galatasaray'ın 3 golüne imza atan Tanju ise Fenerbahçe taraftarına öfkelenmiş ve “Artık Fenerbahçe benim için bitmiştir. Bu takıma transferim bundan sonra söz konusu bile olamaz.” diyerek günümüzün Mehmet Topuz'larına örnek olmuştur.
Fenerbahçe Türkiye Kupası'nda yarı finali de geçerek finale gelir. Finalde ise karşılaştığı Beşiktaş'a 1-0 ve 2-1'lik sonuçlarla mağlup olarak kupayı alamaz. Ancak ligde fırtına gibi eserler ve 103 gol atıp 27 gol yedikleri sezonu 93 puanla en yakın rakiplerinin 10 puan önünde şampiyon bitirirler. O sezonda geriye ise 20 yil geçmiş olmasına rağmen hala dilden dile dolaşan bu takım ve 4-3'lük Galatasaray galibiyeti kalır.
2 yorum:
Yakın zaman istatistiklerinin etkisiyle olsa gerek, Derby Weekend'den çok Fenerbahçe Weekend gibi geçiyor stereotypeball'un haftasonu... Birikimi, kalemi kuvvetli bir arkadaşımız çıksa, biraz da aslanları motive eden birşeyler karalasa hoş olmaz mı?
sabret anıl.
Yorum Gönder