
Önce günümüzden başlayayım. Derbi haftalarının arasında bir Avrupa kupası maçı oynanıyorsa seviniyorum ben. Aradaki Avrupa maçı demek derbi stresinin ve gerilimin daha geç başlaması demek, pazartesi başlayacak o stres ve gerilim dolu günlerin cuma sabahı başlaması demek. Diğer türlü pazar günü maçlar tamamlanıyor ve sonraki pazar gününe kadar 1 hafta boyunca akılda derbi oluyor. Elbette önemli işler varsa kişi onlara yoğunlaşıp derbiyi bir kenara koyabiliyor ancak en ufak boşlukta akla düşen ilk şey yine derbi oluyor. Derbinin sarı-kırmızı tarafından olayı yorumlarken iki gözle yorumlamam lazım aslında, bir kendim olarak, bir de tüm Galatasaraylılar'ı genelleyerek.
Benim için bu maçlar sezonun en renkli maçları arasındadır tamam ama sonunda bir kupa/başarı elde edememişsek sezon içerisindeki iki derbiyi kazanıp-kazanmamak pek ilgilendirmez beni. İki derbiyi farklı kazanıp da şampiyon olamamak mı yoksa iki derbide de farklı yenilip şampiyon olmak mı derseniz ikinciyi seçerim ben. Birincinin anlamı yok çünkü benim için, tamam ülke çapındaki en önemli derbi, dünyada futbola gönül veren çoğu kesimin az çok da olsa bildiği bir derbi. Dışarıdaki muadilleri kadar olamasa da ünü sınırları aşmış bir derbi... Bu betimlemeler ve örnekler çoğaltılabilir. Böylesine önemli bir maç olsa bile kupa hep ilk tercihimdir. Bir de genel gözle bakmak lazım olaya, ben maç öncesini olmasa da maç sonucunu biraz hafifletebiliyorum gözümde ama herkes bunu yapamayabiliyor.

Onlar için de pek farklı bir durum olduğunu sanmıyorum, her sezon bu derbiyi iple çekmekten ve sonuç ne olursa olsun hemen bir sonrakinin sonucunu merak etmeye başlamaktan asla bıkmayacağız buna eminim. Bir derbi galibiyeti tüm sezonu kurtaramıyor belki ama arkadaş ortamlarında, futbol sohbetlerinin döndüğü masalarda son derbiyi kazanan hep 1-0 önde başlıyor tartışmaya, bu yönüyle bile farklı bir derbi bu. Bir Beşiktaş derbisini böyle konuşmuyorum, son maçı kazanmış olmak bir şey ifade etmiyor sohbet ortamlarında. Ya da Fenerbahçe'yi 7-0 yenmemizle kıyaslarsak daha yakın tarihte Beşiktaş'ı 9-2 yenmiş olmamızı hiç dile getirmiyoruz. 9-2 hiç konuşulmuyorken, 7-0'lık maç aradan geçen 98 yıla rağmen hala konuşuluyorsa, Beşiktaş'ın Ali Sami Yen'de 9 senedir lig maçı kazanamaması konu olmazken Galatasaray'ın Kadıköy'de 9 senedir maç kazanamaması manşetlerden düşmüyorsa veya günlük yaşamımda seve seve siyah-beyaz giyinebilirken sarı-laciverti hiç giymiyorsam ve zaten lacivert kıyafetim hiç yoksa bu derbi gerçekten bambaşka bir boyutta Türkiye'de. Günlük yaşama kadar insan hayatında bu denli yer etmiş bir derbi nasıl heyecanla beklenmesin, nasıl sakin sakin "oynansa da bitse" diye geçiştirilebilsin?
Son olarak, 2009/2010 sezonunun ilk yarısındaki maçta o kadar şanslıyız ki derbi günü saatler geri alınıyor. 1 saat fazla gerilim yaşamak anlamına geliyor bu ama aynı zamanda derbiye 1 saat daha uzaklaşıyoruz durduk yere. O fazladan uzayan 1 saat bile 1 hafta/ay gibi gelecek derbiyi hasretle bekleyenlere..
Stereotyped From Artemio Franchi
0 yorum:
Yorum Gönder