Tarihler 2 Mayıs 1935'i gösterdiği gün La Coruna'da bir Galiçyalı olarak dünyaya gelir Luis Suarez. Bezlerden yapılmış toplarla La Coruna sokaklarında koştururken İspanya futbol tarihinin en unutulmaz oyuncularından biri olacağından da habersizdir Suarez. Henüz scoutların sokakları didik didik ettiği yıllar gelmemiştir ve kulüpler en öz kaynaklarından beslenmektedir. Suarez de ya Deportivo La Coruna tarafından keşfedilecektir ya da kendisine başka bir yol çizmek zorunda kalacaktır. Toprağın üstüne yakın bir maden gibi göz önündedir yeteneği ve keşfedilmesi de uzun sürmez.
1949 yılında Deportivo'nun kapıları açılmıştır genç yeteneğe. 4 yıllık genç takımlar macerasından sonra, artık sahaya çıkacak kıvama geldiğine kanaat getirilmiştir genç oyuncunun. La Liga'da ilk maçına 6 Aralık 1953'te Barcelona karşısında çıkar. Hiç de iyi bir başlangıç olmamıştır Suarez için. Deportivo sahadan 6-1 mağlup ayrılır. Sezonun geriye kalanında 13 maça daha çıkar La Liga'da ve 3 gol kaydeder. Sezon sonunda ise çok önemli bir teklifle karşı karşıyadır Deportivo ve Suarez. İlk La Liga maçında karşısına çıktığı Barcelona transfer etmek istiyordur Suarez'i. Daha tam bir sezon bile Deportivo forması giyemeden kendisini Katalunya'da buluverir. Ancak Barcelona formasını giymesi için henüz erkendir. Klasik tabirle pişmesi ve takımda düzenli olarak forma giymesi için 1955/56 sezonuna kadar Barça'nın rezerv takımı CD Espana Industrial'da forma giyer. 7 sezon kalacağı Barcelona'da 2 La Liga, 2 Kupa, 2 de UEFA Kupası (Inter-Cities Fair Cup) şampiyonluğu yaşayan Luis Suarez, kariyerinin zirvesine 1958-60 yılları arasında takımı çalıştıran Helenio Herrera yönetiminde ulaşır.
1959 yılında hem lig hem de kupayı kazanan Barcelona, 1960 yılında ise hem lig hem de UEFA kupası şampiyonluğuna ulaşırken, Luis Suarez de France Football tarafından Avrupa'da yılın oyuncusu (Ballon d'Or) seçilir. Luis Suarez bu ödülü alan ilk İspanyol olur. Ertesi sezon Barcelona ile Suarez'in başarılı grafiği sürer. Şampiyonlar Ligi'nde finale çıkan Barcelona'nın rakibi Benfica'dır. Barcelona maçı 3-2 kaybederken, Katalan takımındaki kariyerinin sonuna gelen Luis Suarez'in tek tesellisi kupada Real Madrid'i saf dışı bırakmış olmalarıdır. “Barcelona kariyerimin hatırlamak istemediğim tek günü” dediği final Suarez'in oynadığı finaller içerisinde tek kaybettiği finaldir de aynı zamanda.
Ancak bu kayıp Luis Suarez'in içinde birşeyler ispat etmesi gerektiği gibi bir his uyandırır. Helenio Herrera Barcelona'dan sonra soluğu Milano'da Inter'in başında almıştır. Henüz Avrupa'da ismi çok fazla duyulmamış olan Inter'in hedefinde Herrera'nin eski öğrencisi Suarez vardır. Günümüzde bu biraz kırılmış olsa da o dönemde İspanyol oyuncuların yurtdışında oynaması alışılmış bir durum değildir. Futbolu bıraktıktan sonraki dönemde “Kendi ülkem dışında da başarılı olacağımı ispat etmek istedim.” diyen Suarez 250 milyon İtalyan Lireti (142 bin euro) karşılığında Inter'e transfer olur. Bu aynı zamanda dönemin transfer rekorudur ve Suarez'i Dünya'nın en pahalı futbolcusu yapmıştır. İtalyan Ligi savunması ile ün salmış, takımların atmaktan önce yememek için oynadığı bir ligtir. Suarez ise tamamen farklı bir mentalitenin hüküm sürdüğü bir ligden gelmiştir İtalya'ya. İspanya'da skorer bir orta saha oyuncusu olan Suarez'in takıma kendini adapte etmesi için oyununda bazı degişiklikler yapması gerekir. “ Geriye dönüp baktığımda çok başarılı olduğumu görüyorum. Çünkü sevdiğim oyun için pek çok fedakarlik yaptım.” sözleri, Suarez'in başarılı olmak için elinden geleni yaptığını da ortaya koyması açısından önemlidir.
Helenio Herrera yönetiminde Suarez'li Inter “La Grande Inter” efsanesini yazmaya başlamıştır. 1964 yılı Suarez için hayatının en unutulmaz dönemlerinden biridir. Inter Şampiyonlar Ligi finalinde Real Madrid'i 3-1 ile geçerek Avrupa'nın en büyüğü olurken, eski Barçali Suarez de Real Madrid'i yenmenin zevkini bir kez daha yaşar.
Sezon daha bitmemiştir. İspanya'nın evsahipliğinde yapılacak bir Avrupa Şampiyonası vardır. İspanya genç ama potansiyeli olan, kararlı, hırslı oyunculardan kuruludur. En iyi İspanya milli takımı olmamalarına rağmen, takım olarak ortaya koydukları futbol ile seyircileri önünde kupayı kaldırırlar. Bu İspanya'nın kazandığı ilk uluslararası turnuvadır. 2008 yılına kadar da tek turnuva olarak kalır. 1961-1970 yillari arasında giydiği Inter forması ile 328 maca çıkan İspanyol oyuncu, 55 gole de imza atarak, kazanılan 3 Seri A, 2 Sampiyonlar Ligi ve 2 de Kıtalararası Kupa'da en büyük pay sahiplerinden biri olur ve Inter'in en başarılı döneminin efsane oyuncuları arasına girer.
Inter kariyerini 1970 yılında noktalayan Luis Suarez, daha sakin günler geçireceği ve emeklilik günlerine hazırlanacağı Sampdoria kariyerine başlar. 3 yıl daha futbol oynadıktan sonra yeşil sahalara veda eder.
Stereotyped from Enes Özbey
Sezon daha bitmemiştir. İspanya'nın evsahipliğinde yapılacak bir Avrupa Şampiyonası vardır. İspanya genç ama potansiyeli olan, kararlı, hırslı oyunculardan kuruludur. En iyi İspanya milli takımı olmamalarına rağmen, takım olarak ortaya koydukları futbol ile seyircileri önünde kupayı kaldırırlar. Bu İspanya'nın kazandığı ilk uluslararası turnuvadır. 2008 yılına kadar da tek turnuva olarak kalır. 1961-1970 yillari arasında giydiği Inter forması ile 328 maca çıkan İspanyol oyuncu, 55 gole de imza atarak, kazanılan 3 Seri A, 2 Sampiyonlar Ligi ve 2 de Kıtalararası Kupa'da en büyük pay sahiplerinden biri olur ve Inter'in en başarılı döneminin efsane oyuncuları arasına girer.
Inter kariyerini 1970 yılında noktalayan Luis Suarez, daha sakin günler geçireceği ve emeklilik günlerine hazırlanacağı Sampdoria kariyerine başlar. 3 yıl daha futbol oynadıktan sonra yeşil sahalara veda eder.
Pek çok yetenekli oyuncu gibi Suarez de şansını teknik direktörlükte denemeye karar verir. Teknik direktörlük kariyerine efsane olduğu Inter'de başlayan Suarez, degişik dönemlerde 3 kez mavi-siyahlı takımın başına gelir. Bir dönem İspanya Milli takimi ve Deportivo La Coruna gibi takımları da çalıştıran Suarez, “Hocalığı oyunculuk kadar iyi yapamadım. Ben daha çok oynamak için yaratılmışım.” diyerek hocalıkta başarısız olduğunu kabul edecek kadar da kendini eleştirebilecek birisidir.
Kariyeri başarılar ile dolu Luis Suarez iki kez yer aldığı (1962 ve 1966) Dünya Kupası'nı kazanamamanın eksikliğini hala içinde taşıyor. Suarez'in eksikliğini duyduğu bir başka sey ise Barcelona'yı calıştıramamış olması.
Ballon d'Or ödülü konusunda da oldukça mütevazi davranıyor Luis Suarez. “Bir çok İspanyol oyuncu bu ödülü kazanmayı haketti. Şans biraz yanınızda ise ve iyi oyuncular sezonu çok da iyi geçirmedilerse bu ödülü kazanıyorsunuz. Ödülü kazanamayan pek çok harika oyuncu var. Çok da önemli değil.” diyen Suarez, gördüğü en iyi oyuncunun ise Alfredo di Stefano olduğunu söylemekten çekinmiyor. Hala Inter kulubünde ceşitli görevlerde bulunan 74 yaşındaki Luis Suarez, kazandığı onca başarıya rağmen ortaya koyduğu insan figürü ile saygıyı hakediyor.
Stereotyped from Enes Özbey
0 yorum:
Yorum Gönder