Bu yazı serisine yazdığımız ilk yazının hem görsel bakımdan hemde seyir zevki bakımından tam tersi işlev gören bir taktiğin tarihi ve kültürel yönünü ele almayaca çalışacağım.
Diamond taktiği, yani bizim buraların "baklavası".
Televole kültürü kendini uzun yıllardan sonra antreman sahalarından çekti çekeli, antreman sahasına baklava girer mi girmez mi bilemiyorum, bir şüpheyle yaklaşıyorum. Malumunuz oyuncuların laktak oranını bir hayli yükseltiyor. Ancak Diamond taktiği ne zaman karşıma çıkmış olsa, ne zaman duymuş olsam aklıma tesislere oyunculara baklava götüren taraftar profili geliveriyor.
Taraftarın verdiği gazla, bilakis yüksek kalori ile oyuncuların kendiliğinden sahaya dizildiğini düşünürdüm. Bizimkisi akıl yansıması. Olur öyle.
Nitekim "total football" metası 1940'lı yıllarda futbol sahalarına henüz yansımamış olsa da tebeşirli tahtada tabiri caizse "proje aşamasında" olduğunu biliyoruz. Bir kısım futbol ulemalarına göre Diamond taktiğini Brezilya futbolunun klasik 4-4-2'sinden türemiş sayılsa da, Avrupalı futbol ulemalarına göre Diamond taktiği Rinus Michels'in kanat bek mevkisinde oynayan oyuncuları oyuna müdahale etmesini öngördüğü ve şart saydığı, çoğu oyuncunun yerinde çakılı değil de sahanın birçok bölgesinde oynayabileceği, daha doğrusu hücum ve savunmada aktif rol oynayabileceği bir taktik yani Total Football ile geliştiğini savunurlar. Onlara göre Diamond taktiği Total football'ın bir alt uygulaması konumundadır.
Nitekim, Rinus Michels Fifa'nın 50.yıl katoloğuna ait hazırlanmış eski bir röportajında şunu belirtiyor:
" O dönem Ajax ile Şampiyonlar kulübünde yarı finale çıkmamız için Milan'ı 2-0 yenmemiz gerekiyordu. Ben kanat beklerimi kulübede oturtup kanat oyuncularımı sahaya sürdüğümde herkes bu bir intihar diye düşünüyordu. O dönem İtalyan ekiplerine karşı 4 orta saha ile çıkıp yenildiğiniz zaman insanlar üzülmezdi. Ama ben yine de 4 ya da 5 orta saha ile sahaya çıkacakken zemini kontrol ettiğimde sahanın ortası adeta buz pisti gibi olduğunu gördüm. Ve puromu yakıp düşündüm, Catenaccio Calcio yine kazanacaktı galiba. Bir süre sonra puromun yarısını söndürüp cebime koydum. Ve maç 3-0 bitti. Kumarım tutmuştu. Ben kumar oynamışken insanlar oynadığımız bu oyuna total football ismini koymuştu bile. Ben ise sevinçten puromun tersten yakmıştım...."
Şahsi kanaatim Diamond taktiğin her ne kadar dile getirilmese de Total Football mefhumunun bir ürünü olduğudur. Bugün bu farkı anlamamız ne yazık ki güçtür. Çünkü futbolun taktiksel analizi de kendisi gibi oyuncu bazlı ve bilimsel anaraktiflerden meydana geliyor.
Yani, klasik İngiliz tertibinin çıkış noktasını anlayabailmemiz için bu seneki Şampiyonlar ligi finalini izlememiz faide sağlamaz. Olayı anlayabilmemiz için 1950-1980 yılları arasında oynanmış üst düzey uluslararası müsabakaları izlememiz lazım. Örneğin: Çekoslavakya-Peru 1960
0 yorum:
Yorum Gönder