"...Tabi o zaman telefonla zart-zurt bir yeri arayamıyorsunuz. Ben bunu bizzat akşam aradım Nilüfer postanesi üzerinden. Buyur Sanlı abi dedi Vedat. Bak dedim oğlum, Necipgil (Gs) seni istemeye gelecekmiş çık git Gemliğe falan, kaybol ortalıktan dedim. Bu, tabi emredersin abi dedi. Lakin, aradan bir hafta geçti Vedat'dan haber yok. Orayı arıyoruz, buraya soruyoruz, yok Allah yok. Birgün Bizim kulüpte rahmetli Sezer abi var, böyle kağıt işlerine falan bakıyor. Heyecanlı heyecanlı yanımıza yaklaşıp bizim yaramazı buldum, Gemlikteki Devlet çiftliğinde kalıyormuş dedi. Hemen yanımıza İbrahim abiyi (Erzurumlu İbrahim) alıp basıyoruz Gemliğe. Gittik oraya oradaki çiftlikde baya büyük. Ne görelim! Vedat bir elinde domates almış ağacın dibine oturuyor. Vedat olum sen manyak mısın? Galatasaraylılar bizimle anlaştı deyip duruyor dedim. Yok abi estağfurullah dedikten sonra "Abi yanıma para almayı unutmuşum, akşam buradan otobüs geçiyormuş, ona binip Bursaya giderek haber verecektim size" dedi bu. Tabi biz şaşırdık, Hele Sezer abi ile bir göz göze gelmemiz var ki anlatamam. Yahu adam resmen hippiye dönmüştü saç sakal karışık. Ulan oğlum hadi otobüs seni almasaydı yürüyerek mi gelecektin İstanbul'a diye sordu İbrahim abi. Gelirdim abi n'olacak sporcuyuz biz dedi. O akşam Vedat'a imza attırdık Teşvikiyedeki başkanın evinde." Sanlı Sarialioğlu
Vedat kaptan'ı kaybettik malumunuz. "Shekspeare ölünce etrafta ağlayan edebiyatçı oldu herkes, hemde baharın ortasında" demiş Bardner. Varsın, biz ağlak olalım baharın ortasında; Vedat abi gibi birinin bir daha gelmeyeceğini düşünerek.
2 yorum:
Güzel hikaye.
Rahmetli Vedat abinin her Pazartesi, Beşiktaş TV'deki programı için geldiğinde benim sırtımı sıvazlayarak ''kolay gelsin evladım'' demesini çok özleyeceğim :( Nur içinde yat GÜZEL ADAM...
Yorum Gönder