Bu bloğa iki-üç dakika ayırmış birisi yazılardan dolayı bloğun konseptinde "iç hatların" olmadığını kavrayabilir, kabul. Ancak bunun sebebi halihazırda bilinen bir yığın verinin tekrar ortaya atılmaması için. Yoksa ömrümüz ve blog yazma şevkimiz olduğu sürece Baba Hakkı, Lefter gibi efsaneleri yazmaz isek ayıp.Tıpkı Alpay Özalan gibi.
Oturup vicdanımızla yüzleşince Alpay'ın bu bölümde yer almayı fazlasıyla hakketiğini görebiliriz.
Alpay'ın oyun sitilini tekrar tekrar hatırlatmaya gerek yok. Onu ve oyun stilini anlamamız için gayet tabii 90'lı yılların başında içi kokmuş Çekoslavak defans kurgusunu ve stilini de anlatmamıza gerek yok. Çünkü Alpay her kulüp yönetimi ve teknik kadronun bugün bile isteyeceği türden bir oyuncu idi. İtalyanların sert ama kıvrak zeka kombinezeli defans anlayışı ile tipik Çekoslavak defans anlayışını harmanlamış garip bir oyuncuydu Alpay.
Kabul, onu Alpay yapan ve dahası "Aston Villalıktan" çıkaran şey de aynıydı. Alpay teorikte milliyetçi ama pratikte profesyonellikten uzak bir oyuncu idi; futbol sahasında bunlara hiç yer/zaman yokken üstelik.
Bir düşünün; Les Ferdinand Beşiktaşta oynarken farz-ı mahal milli maçta herhangi bir Türk oyuncusu ile gereksiz bir diyalog/sataşmaya girsin; Ve bu olay üzerine bir de tepkimizi.
Tabi olay bu değil. Alpay Özalan'ın kariyerindeki defans mentalitesinin bugün konuşulmamasının sebebi aslında bu olay bile değil. Alpay'ın Aston Villa kulübünün her yıl düzenlediği "Thanks God for Giving" gecesinde kesilen Hindi Rosto'nun ilk dilimini takım arkadaşı Gareth Barry'den alması onun sonu oldu.Çünkü bizzati tanıdığımız Alpay o geceyi de kavga çıkararak zehir etti. Ha keza verilen bu ilk dilim artık bayağılaşmış Hindi/Turkey şakası değil bizzat o sene kaptanlığı alan genç oyuncu Barry'nin takım içindeki dengeleri sağlama almaya çalışmasındandı.
Futbol/futbolculuk sahte bir meslek. Belki Alpay dönemin kötü forveti Donalds'a kızıldereli biblosu verse takımda kalırdı. Çünkü Alpay'dan daha iyi bir oyuncu değildi Donalds. Belki Alpay takımın genç umuduna(Gareth Barry) kaya gibi çarptı; kariyerini mahvedeceğini bile bile.
0 yorum:
Yorum Gönder