Futbol denen oyunun "Hall of fame" denen bir odası olsa ilk önce golcüler girer sonra orta saha oyuncuları.. Tüm mevkiler bittikten sonra hatır, gönül için Teknik direktörler ya da Başkanlar girer ama sayısı hakikaten azdır, kabul edelim. Bu, esasında futbolun tüketilebilir yani tüketim toplumu hegomenyası altında oynanan günübirlik zevkler haline dönüşmesi ile açıklanabilir pekala. Ancak gelgelelim unutulmaması gereken insanlar vardır. Tıpkı blogun konseptinde anlatılan diğer insanlar gibi, tarihte kendine yer edinmiş biri var bu bölümde: Valery Lobanovsky.
Bugün Rafael Benitez'in bir çok insana rol-model olmasının sebebi futbolun taktiksel analizin beşeri bilimlerden faydalanıp oluşturduğunu varsayarsak, kaldı ki "Türbülent" , "Ersun Yanal'ın Laptop'u" gibi ucuzca yaklaşımlarda bulunsak dahi, bunu tam anlamıyla neredeyse "sıfırdan" bir takım alıp taktiksel bilgiden daha çok bu oyunun analizini matematiksel ve beşeri bilimlerden faydalanarak kendi ekolünü yaratan bir adamdır Valery Lobanovsky.
Her ne kadar çizdiği imaj sıradan bir KGB ajanı gibi olsa da, çalıştırdığı ya da gelişmesinde katkısı bulunduğu takımlara basmakalıp taktiklerle değil de futbolun matematiksel ve istatiksel yanını kullanarak oyunu kağıda döken, ve bunu ciddi bir disiplinlikle yapan ender teknik direktörlerdendir. Bu yazıyı Dinamo'dan Milan'a transfer olan Andriy Shevchenko'nun Lobanovsky'nin ölüm töreninde yaptığı konuşmadan kısa bir alıntı yaparak sonlandıralım.
"Ben gayet tabi Milan'a transfer olmak istedim. Milan her oyuncunun rüyasında olan bir takımdır. Ama bunun bir hikayesi var. Loban, beni bir maç öncesi kesinlikle kart görmemem konusunda uyardı. Çünkü kart görürsem sezonun en önemli maçında oynamayacaktım.Maç başladı ve ben hakeme itirazdan dolayı sarı kart gördüm. Maç sonu Loban bana yaklaşarak eşyalarını topla, bir daha bu takımda oynayamazsın dedi. Kulüp başkanı bu olaya karşı çıktı çünkü Milan kulübü bu olayı duyarsa beni daha az bir ücretle transfer edecekti. Başkan Loban'ı beni diğer maçta oynatması için rica etti ama o kabul etmedi. Ben bu olaydan sonra onun ne yüzünü görebildim ne de sesini duyabildim. Keşke o kartı görmeseydim.."
0 yorum:
Yorum Gönder