Serinin ilk yazısında bu seriyi neden yaptığımızı anlatmaya çalışmıştık. Amacım kimseyi dış görüntüsü ile yargılamak değil. Ama kafamızdaki yargılama mekanizmasının bu tarz fesat işlevlerle harmanlandığını belirtmemiz lazım.
Resimdeki oyuncu Trifon Ivanov, Bulgar oyuncu. Kenidisini bir zamanın ekol takımı olan Rapid Wien'den tanıyorum. Ancak onu ve oynadığı futbolu yıllardır hasbelkader düşünen ve bu travmadan kurtulan Bulgar halkı sayısının azımsanacak olduğunu sanmıyorum. Hani bizim meşhur tabirimizle "Takoz" olan, ama onu halihazırda eleştirdiğimiz için bu tanımlamayı kullanmayacağım.
Kendisi ile ilgili bir anektod okumuştum. Kısaca yazayım buraya. Sofya'da bara girmek isteyen Ivanov bara alınmaz. Bana inanmıyor musunuz, ben Trifon Ivanov, bu ülkenin kaptanıyım dediğinde ise -kuvvetle muhtemelen karşısındaki kapı görevlisi idi- görevli; Dostum sen yakışıklı bir adamsın diyerek onu içeri almaz. Belki orta sahadaki hırslı(!) oyununu o gece yaşanan olaya bağlayabiliriz, belki.
1 yorum:
fenerbahçe'ye karşı ikinci yarı oyuna girip sanırım bir de gol atmıştı. kenarda ısınırken bayağı bir tırsmıştım.
Yorum Gönder