14 Aralık 2009 Pazartesi

Sieg Heil

Pek âla, bu fotoğraf karesi İngilizler'in çokça kabullenemediği bir kadrajı barındırmasa da, bugün unutulmuş ama geçmiş zamanın en hararetli tartışma konusu olmadığı yadsınamaz. Bugün futbolun üniter kültürler üzerindeki muktedirliğini tartışaduralım, sembolik olan her uğraş üzerinde hamuru yoran bir araç oluşunu görmek mümkün.

İngiliz futbol kültürü'nün dış sesi, bu fotoğrafın baskı altında olan İngiliz futbolcularını resmettiği yönünde dair bir kitapçığı dahi vardır. Ancak bu kitapçıkta olayın gerçek yönü değil de, İngiliz futbolcuları, futboldan daha ziyade savaş esiri gibi resmetmesi ayrı bir ironidir. Çünkü bu kadrajın gelişme-sonuç iradesi tamami ile Adolf Hitler'in futbol hakkında bilgisi olmadığı halde siyasi arenadaki üst zekiliği ve kurnazlığı damgasını vurmuştur.

Stanley Matthews'in kitabında anlattığına göre olaylar ilk olarak futbolu "barıştırıcı güç" olarak kullanmak isteyen İngiltere'nin Fransa aracılığıyla Almanya ile özel bir maç yani bilinen adıyla dostluk maçı oynama isteğiyle başlıyor. Ancak İngiliz'in meşhur gururu ve kibiri maçın İngiltere'de oynama isteği ile büyüyünce Hitler maçı kabul etmiyor. Ama bu bir tuzak.

Çünkü Adolf Hitler, bunun bir çeşit İngiliz oyunu olduğunu anlıyor ve maçın eninde sonunda Almanya'da oynanacağını biliyor. Ve bu tezi güçlendirmek için maçın tarafsız bir sahada oynanmasını ve dostluğun pekişmesi için İtalya'da oynanmasını teklif ediyor. Nitekim İngiltere tabiri caizse oltaya düşüyor ve maçın İngiliz nüfusunun yoğun olduğu Bavyera'da oynanması ve can güvenliği olması kaydıyla Almanya'da oynanmasını teklif ediyor.

Esasında bu iki uçlu bir diplomasi var işin ucunda. Tarih kitaplarına göre İngiltere de maçın aslında Almanya'da oynanmasını sağlamak istiyor. Çünkü dönemin İngilteresi, futbol anlamında Almanya'dan çok çok üstün ve farklı bir galibiyette Almanya'nın kendi ideolojik yandaşlarına karşı çok mahçup olacağını düşünüyor ve maçın Almanya'da oynanmasını büyük bir zevkle kabul ediyor.

Bu teklif sonrası Adolf Hitler ellerini ovuşturmuş mudur, pek bilemiyorum. Ancak ne var ki, İngiltere ile bu maça değin giden diplomasi rüzgarı karmaşık olduğu için maç hakkında birkaç duyum alan Adolf Hitler ve İngiltere maçı iptal iki-üç kez iptal için girişimlerde bulunuyorlar.

Bu o kadar gariptir ki, İngiltere maç sırasında oyuncularının öldürüleceğine dair istihbarat aldığını söylüyor, Adolf Hitler ise maç sırasında suikast girişimi yapılacağı gerekçesi ile maça gelmeyeceğini, gerekirse iptal edeceğini söylüyordu. Ancak İtalya, Fransa ve İsviçre bu kavgayı uzaktan izlemenin zevkine varacak olmuşlar ki, bu ortamı soğutmak için elinden geleni yapmaya çalışıyorlar. Kim bilir, bu tantanalar bile bir çeşit siyasi oyunlardır.

Maç günü Adolf Hitler ve kurmayları planlarını harekete geçiriyorlar. İngiliz oyuncuların yanına giderek maç başında, gol sonunda, ve maç bitiminde sürekli kenar çizgiye gelerek Adolf Hitler'e selam verilmeleri isteniyor. İlk başta bu teklif kabul edilmiyor ancak oyuncuların hükümet ile bağlantıları kesildiği için, ve daha önemlisi tehdit edildikleri için bu teklifi kabul ediyorlar.

Nitekim maç başladığında İngilizler ve Almanlar Nazi selamı veriyorlar. Ve gol sonrası Stanley Matthews ve Frank Broome dışındaki İngiliz oyuncuların hepsi Nazi selamı veriyorlar 110.000 kişi önünde.

Maç 6-3 İngiltere'nin üstünlüğü ile bitiyor ama önemli gelişmeler doğuruyor.

Günün ve gelişmelerin tiradı nedeiyle olay İngiltere'de iki gün sonra, Rusya'da 3 gün sonra duyuluyor. Moskova radyosu haber ellerine geçince gece saat 22.15 sularında canlı yayına geçerek tüm Rusya'ya duyuruyor. Ve o haber metninde İngilteredeki Rus vatandaşlarının dikkatli olması, gerektiğinde ülkelerine derhal dönmeleri gerektiği vurgulanıyordu.

İngiltere hükümeti futbolcuların zorla böyle bir olaya giriştiğini vurgulasa da olay gün geçtikçe yayılıyor. Hatta Amerika başkanı Roosevelt, sırf bu olayın üzerine giderek gelişmelerin üzücü olduğunu, İngiltere ile ilişkilerin tekrar gözden geçirelebileceğini vurgulamıştır.

Bugün, tarih kitaplarında İkinci Dünya savaşını hızlandıran olaylar içerisinde bu olayı duymak mantıksız gibi gözükse dahi; futbolu savaş, savaşı futbol maçı gibi gören anlayışın futbolun kadirliğini ve muktedirliğini sorgulamadan önce Avusturya'nın ihlakını sorgulamaları mantıksız değildir.

Ama futbol hiç mi mantıklı değildir?

0 yorum: