***
Dinamo Bükreş takımı 1949 yılında kurulduğunda İkinci Dünya savaşı henüz siyasi propagandasını yeni yapıyordu. Romanya halkı ve bölgesel olarak Komunist ve Milliyetçi (Polis devlet akımı) olarak tam olmasa da ikiye ayrılmıştı. Futbol çok üzt düzey değildi ama iki Belarus kökenli Romen vatandaşı olan futbolseverler Dinamo Bükreş'i kurduğunda, kulüp dolaylı olarak portföyünü ve taraf çizgisini Komünal eksende bulunmasını yeğler ve bu sayede taraftar profili oluştururlar. Nitekim, kulüp logosunu dönemin komünist akımı olan iki renkli bayrak ile oluşturup yoluna devam eder.
Şehrin iç dinamiği savaş sonrsı oluşan yeni savaş kültürü ve siyasi akımı skalasını kaybedip daha merkez bir siyasi akımı güttüğünde Dinamo Bükreş savaş sendromundan kâr yapan bir kulüp olmuştu. Komünizm savunulur da, desteklenmez akımı sonrası kulübün yeni logosu daha güne ayak uyduran bir logo olmuştu.
Soğuk savaş sırası Ruslar'ın Romenler'le uğraşacağı yok, dahası ayak bağı. Romanya'da faşizm patlak verir. Aslında geleceği de bellidir. Kimilerine göre Romenler savaşa Almanların yanında girse Moldova ve Karadağ'ı bile alabilecektir.
Ortada Çavuşesku yoktur ama Dinamo Bükreş'in yeni retro logosu çoktan vardır. Çünkü kulübün iki kurucusu ülkeden kaçmış, yerlerine bu sefer Almanya'dan kaçan, savaş suçlusu olmamak için Romanya'ya yerleşen eski bir devlet adamı vardır. Planı da hazırdır. Kulüp taraftar profilini değiştirip Amerika'da Beyzbol stadyumlarında uygulanan "kombine" uygulamasını Avrupa'da ilk kez yapmaktır.
Kombine satımı sonunda taraftar Steau Bükreş taraftarına benzedi. Hazırlık maçları Rusya'da değil, ordu takımı ile yapılıyordu artık. Nitekim kulübün yeni bir logosu bile vardı. Bu yeni logo faşizm'in dönem içerisindeki en önemli sembollerinden Kartal ile donatılmıştı.
Taraftar değişmişti, kulüp değişmişti, sportif başarılar üstün Alman disiplini ile değişmişti.
Çavuşesku devrildi, Almanlar bu sefer Polonya'ya kaçtı. Romenler artık kendi başlarının çaresine, çarenin çözümüne endekslenmişken, sorunun sorunda değil de, kendilerinde olduğunu unutmuşlardı.
Çünkü Almanlar onlara günü birlik başarı dışında hiçbir sportif kültür bırakmamıştı. Papaza kızıp oruç bozdular. Yeni logo ve amblem yaptılar.
Belçika'dan teknik ekip getirerek dönemin en önemli futbol olgusu olan Total futbol denediler, olmadı. Çekoslavak sitili yapalım dediler, aşağıda savaş patladı. Kendi çocuklarımızı çıkaralım dediler, çocuklar çiğ süt emdiler.
Hep Almanya'nın suçuydu. Onların logosu, şehre ve futbola uğur getirmişti. Ama futbolda uğur'un yeri yoktu;
O seneler kombineleri hep ellerinde kaldı.
Şehrin iç dinamiği savaş sonrsı oluşan yeni savaş kültürü ve siyasi akımı skalasını kaybedip daha merkez bir siyasi akımı güttüğünde Dinamo Bükreş savaş sendromundan kâr yapan bir kulüp olmuştu. Komünizm savunulur da, desteklenmez akımı sonrası kulübün yeni logosu daha güne ayak uyduran bir logo olmuştu.
Soğuk savaş sırası Ruslar'ın Romenler'le uğraşacağı yok, dahası ayak bağı. Romanya'da faşizm patlak verir. Aslında geleceği de bellidir. Kimilerine göre Romenler savaşa Almanların yanında girse Moldova ve Karadağ'ı bile alabilecektir.
Ortada Çavuşesku yoktur ama Dinamo Bükreş'in yeni retro logosu çoktan vardır. Çünkü kulübün iki kurucusu ülkeden kaçmış, yerlerine bu sefer Almanya'dan kaçan, savaş suçlusu olmamak için Romanya'ya yerleşen eski bir devlet adamı vardır. Planı da hazırdır. Kulüp taraftar profilini değiştirip Amerika'da Beyzbol stadyumlarında uygulanan "kombine" uygulamasını Avrupa'da ilk kez yapmaktır.
Kombine satımı sonunda taraftar Steau Bükreş taraftarına benzedi. Hazırlık maçları Rusya'da değil, ordu takımı ile yapılıyordu artık. Nitekim kulübün yeni bir logosu bile vardı. Bu yeni logo faşizm'in dönem içerisindeki en önemli sembollerinden Kartal ile donatılmıştı.
Taraftar değişmişti, kulüp değişmişti, sportif başarılar üstün Alman disiplini ile değişmişti.
Çavuşesku devrildi, Almanlar bu sefer Polonya'ya kaçtı. Romenler artık kendi başlarının çaresine, çarenin çözümüne endekslenmişken, sorunun sorunda değil de, kendilerinde olduğunu unutmuşlardı.
Çünkü Almanlar onlara günü birlik başarı dışında hiçbir sportif kültür bırakmamıştı. Papaza kızıp oruç bozdular. Yeni logo ve amblem yaptılar.
Belçika'dan teknik ekip getirerek dönemin en önemli futbol olgusu olan Total futbol denediler, olmadı. Çekoslavak sitili yapalım dediler, aşağıda savaş patladı. Kendi çocuklarımızı çıkaralım dediler, çocuklar çiğ süt emdiler.
Hep Almanya'nın suçuydu. Onların logosu, şehre ve futbola uğur getirmişti. Ama futbolda uğur'un yeri yoktu;
O seneler kombineleri hep ellerinde kaldı.
***
0 yorum:
Yorum Gönder