3 Eylül 2009 Perşembe

Kayıp Hikayeler; Belenenses 1945-46

Hep başka ligleri örnek vererek şikayet ettiğimiz bir durumdur şampiyonluğun Trabzon istisnası dışında İstanbul dışına çıkmaması. Ingiltere'de, Italya'da şampiyon olmuş takımların fazlalığıdır bizi bu fikre sürükleyen. Ancak günümüzde futbol çok farklı bir mecraya kaymıştır artık. Almanya dışındaki büyük futbol ülkelerinde rekabet 3-4 takım arasında sıkışmış, sadece şampiyonun değil neredeyse en tepedeki takımlarin tamamının sezon öncesinden bilinir hale geldiği bir ortam oluşmuştur. Ara sıra futbolun neden bu kadar popüler olduğunu hatırlatan sürprizler yaşansa da genel olarak parayı, gücü elinde tutanlar hep zirvede yer almaktadır artık.

Portekiz Ligi'de Türkiye ile benzer özelliklere haiz bir ligdir oynanmaya başlandığı 1934/1935 sezonundan beri. Şampiyonluk Benfica, Porto, Sporting Lisbon arasında gidip gelmiştir 75 yıllık Portekiz Ligi mazisinde. Ancak Portekiz'de de 2 kez de olsa istisnalar yaşanmış ve bu 3 takımdan birinin ligin zirvesinde yer almadığı sezonlar olmustur. 2000/2001 sezonunda Boavista'nin elde ettiği şampiyonluk futbolla ilgilenenlerin rahatlıkla hatırlayabileceği sürpriz bir şampiyonluktu Portekiz'de. Ancak bu döngüyü ilk kıran takım bir başka Lisbon ekibi Belenenses olmuştu Portekiz Ligi'nde. Hem de bundan tam 65 yıl önce.

Portekiz liginin kurulmasının üzerinden 11 sene geçmiştir. Benfica 6, Porto 3, Sporting de 2 kez ligi zirvede bitirmiştir bu dönemde. Bu takımların dışında bir takım daha vardır Portekiz Ligi'nde zirveyi zorlayan. Oynanan 11 sezonun 6'sında ligi ilk 3'te bitirmiş Belenenses bir önceki sezonda ligi averajla Sporting Lisbon'un arkasında 3. bitirmiştir. Belenenses taraftarları o sezon oynanan Sporting maçında yan hakem tarafından iptal edilen 2 gol verilmiş olsaydı şampiyon olabileceklerini iddia etmektedirler hala.

1945/1946 sezonu öncesi Portekiz Ligi'nde takım sayısı arttırılır. 10 takımla oynanan ligde artık 12 takim yer alacaktır. Belenenses sezona istediği gibi başlayamaz. Ligin ilk haftasında deplasmanda Sporting Lizbon ile 1-1 berabere kalırlar. Bu maçtan sonra vitesi büyütür Belenenses ve 5 mac üst üste kazanır sahasında Atletico ile 2-2 berabere kaldığı maça kadar. Sırada deplasmanda oynanacak Benfica maçı vardır. Belenenses sahadan 2-0 mağlup ayrılır. Ertesi hafta sahalarında Porto ile karşılaşırlar. İşler hiç de istedikleri gibi gitmez. Bu maçta da 2-0 mağlupturlar. Ancak altyapıdan yeni çıkmış 18 yaşındaki Manuel Andrade attığı 3 gol ile skoru 3-2'ye getirir ve takımını ipten alır. Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan bellidir. Ertesi hafta ligin hatırı sayılır takimlarindan Olhanense'ye deplasmanda 2-0 kaybederler. Bu skorla Benfica ve Sporting'in arkasinda kalır Belenenses ligde. İlk yarının son haftasında sahalarında Elvas'ı 5-2 ile geçerler ve moralli kapatırlar devreyi.

İkinci devrenin ilk maçı kendi sahalarında Sporting iledir. Golsüz geçen devrenin ardından ikinci yarıda 1-0 one geçer Sporting Belenensesli Seraphim'in kendi kalesine attığı gol ile. Ancak genç Andrade takımının mağlup olmasına izin verecek gibi değildir. Beraberlik golünü Andrade ile bulan Belenenses, Raphael ile maçı kazandıracak golü de bulur. Ligin ikinci yarısı bambaşka bir Belenenses vardır sahalarda. Önüne geleni devirir Belenenses. 15. haftada Oliveirense'yi 10-0 gibi tarihi bir skorla ezer geçerler. 19. haftaya gelindiğinde Belenenses puan bile kaybetmemiştir ikinci devre oynadığı maçlarda. Rakip şampiyonluktaki en büyük rakipleri Benfica'dır. Sahadan 1-0'lık skorla galip ayrılan Belenenses liderliği de devralır rakibinden. Bir sonraki hafta Porto deplasmanı vardır ki en az Benfica maçı kadar zordur. Belenenses alışmıştır bir kere kazanmaya. 1-0 kazanırlar bu maçı da. İlk yarıda 2-0 kaybettikleri Olhanense'yi sahalarında 6-0 yenerler ve son haftaya 1 puan farkla lider girerler.

Son hafta Belenenses'in rakibi deplasmanda karşılaşacaklari Elvas, Benfica'nin rakibi ise Athletico'dur. Benfica'nin Atletico karşısında galibiyetine kesin gözuyle bakılmaktadır. Şampiyonu belirleyecek mac Elvas'da oynanacaktır. O dönemde Sport Lisboa Elvas ile Benfica arasındaki ilişki güncel bir örnekle izah etmek gerekirse Ankaragücü ile Ankaraspor arasındaki ilişki gibidir. Benfica maç öncesinde Elvas takımına yardımcı olması için kendi kadrosundan antrenörler yollar. O dönemin şartlarında Belenenses'in deplasmana gitmesi de epey zordur. Kulübe ait bir otobüs yoktur ve takım özel araçlarla parça parça gitmek zorundadır maça. Günümüzde 2 saat kadar süren yol o dönemde ancak 5-6 saatte alınabilmektedir.

Bu şartlarda maça çıkan Belenenses için olumsuzluklar maçın içinde de devam eder. Daha maçın başladığını bile anlamamıştır Belenensesli oyuncular kalelerinde golü gördüklerinde. Patalino Elvas takımını 1-0 öne geçirir daha 1. dakika dolarken. Devre arasına da bu skorla gidilir. Belenenses takımında moraller bozuktur. Hatta takımı toparlaması gereken takım kaptanı Amaro'nun gözlerinden yaşlar gelmektedir. Arthur Lent ve Vasco birşeyler yapılması gerektiğinin farkındadırlar. Takımı tekrar canlandırırlar ve ikinci yarıya çıkarlar. Takımın sağ açığı Vasco, Fatih Akyel'in Real Madrid maçının ikinci yarısındaki performansına benzer bir performans ortaya koyar ikinci yarıda. Lent ve Rafael'e yaptigi iki asistle maçı çeviren adam olur Vasco. Benfica Atletico'yu 5-0 geçer ama artık hiçbir anlamı yoktur. Belenensesli oyuncular maçın bitimiyle orta sahada toplanır, birbirlerine sarılır ve sevinc gözyaşlarına boğulurlar. Ligin ikinci yarısında oynadığı tüm maçlari kazanan Belenenses özlediği şampiyonluğa ulaşır 26 Mayıs 1946 günü. Takım oyuncuları geldikleri gibi ayrı araçlarla dönerler Lizbon'a. Şehrin girşinde ellerinde mavi Belenenses bayrakları ile taraftarlar beklemektedir Sampiyon takımı.

Stereotyped From Enes Özbey

0 yorum: