3 Eylül 2009 Perşembe

Bir üst benlik hikayesi; Brian Clough Ep2/2

....Brian Clough'un Derby County'den neden ayrıldığı hala bir muammadır. Kimilerine göre 1972 sezonunda yapılan mali usülsüzlüktür kimilerine göre County başkanı'nın bahis bankerleri ile olan ilişkisidir. Ancak Brian Clough yayımladığı otobiyografisinde bunun üzerinde pek durmaz. Ancak Ada basınına göre Clough'un asıl amacı İngiltere Milli takımıdır. Nitekim Derby şehrinden ayrıldığında ailesiyle Londraya yerleşir. Milli takımı hedefinde bulundurmasının sebebini ise yıllar sonra "Leeds United'ın İngiltere futbolu üzerindeki kötü etkisini yıkma" amaçlı olduğunu belirtmiştir Clough.

Londraya geldiğinde ilk olarak West Ham United ona bir teklif yapar. Ancak Clough hırsına yenik düşerek alaycı bir biçimde West Ham takımını köy takımı olmakla suçlar ve bu iş teklifini kesin bir biçimde reddeder. Clough o kadar hırslıdır ki Bobby Robson'dan kendisinin Milli takıma seçilmesi için kulislerde bulunmasını ister. Ancak bu süreç içerisinde West Ham United'a yaptığı etik olamayan davranışından dolayı Brian Clough'a herkes sırtını döner. Ailevi problemler yaşadığı için karısından ayrılmak zorunda olan Clough doğduğu Boro şehrine yeniden döner. Ortağı Peter Taylor iki ay sonra onu anlaştığı Brighton& Hove Albion takımına çağırır ama o yüz vermez. Ancak sezon ortasında iş bulamayan Clough, Brighton'a gider ve Peter Taylor'un yanında hazırda bulunur.

Sezon bitiminde Bobby Robson'un "Seni Milli takım istiyor genç dostum" sözü üzerine Brighton'dan tabiri caizse kaçarak giden Clough ortağı Peter Taylor'a yalan söyleyerek "Futbolu bıraktım" der. Ne var ki Milli takımın başına Don Revie geçer. Bu Brian Clough için bir çeşit yıkımdır. Yıllardır çekiştiği ve kıskandığı, egolarının üzerinde hakimiyetini bir türlü kestiremediği Don Revie artık Milli takımın başındaydı.

Brian Clough'un kaderi kötüye giderken birgün Leeds United Don Revie'den boşalan koltuğu ona uygun görünce ikileme düştü. Leeds United'a yıllarca ağır ithamlarda bulunan Clough, Leeds'e giderse gururunu kaybedecekti belki. Ama onun süperegosu Leeds'e gitmeyi ve oradaki oyuncuların karakterini değiştirerek daha güzel bir futbol ve daha iyi ün sağlamasını kazanmak istedi. İki gün içerisinde Leeds'in yeni teknik direktör olmuştu bile.

Clough ilk çıktığı Yorkshire Tv kanalına verdiği röportajda "Don Revie dönemi ve pislikleri bitmiştir" demecini verince kulüpte saygıyla anılan Don Revie'in mirası ona ihanet edecekti. Çünkü Billy Bremner, David Harvey, Johny Giles gibi oyuncular antreman ve maçları bilerek sabote edip Brian Clough'un tam 44 gün sonra Leeds United'dan kovulmasına sebep olacaktı.

Bu kovulma Brian Clough için yıkım noktası oldu. Ne ailesi, ne de ona sahip çıkan bir camia yoktu; Peter Taylor dışında.

Peter Taylor'un iyi ilişkiler içerisinde bulunduğu Nottingham Forest'le anlaşan Clough, yanına Taylor'u alabilmek için tazminat bedelini cebinden ödedi. Ve artık Nottingham efsanesi başlamak üzereydi. Nottingham takımını ikinci ligdeyken bir sene sonra birinci lige çıkaran bu ikiliyi üst ligde kötü süprizler bekliyordu. Çünkü o yıllarda Leeds efsanesi bitmiş ama Liverpool, Arsenal ve Manchaster United gibi köklü kulüpler beklyordu. Ancak yine mucizevi bir biçimde şampiyonluğu Liverpool'un elinden alan Clough ertesi sezona o dönem en iyi oyuncunun bile 350 bin pound'a transfer olduğu vakit Trevor Francis'e tam bir milyon pound harcadı.

Bu olay ada'da bir yıl boyunca konuşuldu. Francis'in bir golü 50 bin esprileri Nottingham takımının içerisindeki dengeleri bozunca o yıl şampiyonluk Liverpool'a kaptırıldı. Ancak Clough ve Nottingham o yıllarda İspanyolların ambargosunu koyduğu Şampiyon kulüpler kupasında başarılı sonuçlar alarak finale kadar gelmiş ve Malmö'yü 1-0 yenerek kupaya uzanmışlardı.

Bir şehir takımına bu denli başarılar yaşatmak İngilizler için alışılagelmedik bir durumdu. Nitekim Nottingham ertesi sezon tam 42 maç boyunca yenilmeyerek lige ve Avrupa'ya ambargo koyuyordu. Ertesi sezon yine Şampiyon kulüpler kupasını alan Nottingham takımı böylece Avrupanın zirvesine oturuyordu.

1982 yılında 47. yaş günü kutlamasında alkollü iken Peter Taylor'a "Ben olmadan sen bir hiçtin dostum" demesi Peter Taylor'un o sezon Nottingham'dan ayrılmasına vesile olacaktı. Peter Taylor olmadan hiçbir başarı yakalamamış Clough, kendini alkole kaptırarak bir şekilde futboldan soğumuştu. Rivayet o dur ki, Tottenham ile oynanan Fa cup finaline gelmemiş, İtalya'da tatilde bulunmuştur. Gerekçesi de hazırdır; "Fa cup sıradan bir kupadır".

Bu denli ego'ya sahip bir adamın başarılı olmasını sağlayan koşullar hazır şablon olmasından mıdır yahut onun bu egosunu taşıyabilecek kişiler mi bu koşulları oluşturur bilemiyorum. Ancak Avrupada kupa kazanan ilk İngiliz teknik direktör, ikinci ligden iki takımı çıkarıp ilk sezonlarında birinci ligde tarihlerinde ilk şampiyonluğu tattırmış biri olarak mı bu kadar ego sahibi olunur? Bu konuda şüpheliyim. Çünkü taktik analiz ve iş eğitimi konusunda deha sayılabilecek birinin medya, taraftar gibi etmenlerin etkesiyle bu egoyu oluşturup günün birinde kendini alkole vermesi pek âla anlaşılabilir.

Nitekim Brian Clough'u bu egosu yüzünden çok kişi sevmemiş, tutmayan karaciğer nakli sonrası belli bir süre yaşadıktan sonra ölüm gününde birkaç Football Association delegesi dışında futbol adamı olarak kimse olmamıştır kabrinin başında; Peter Taylor ve Derby halkını saymaz isek...

1 yorum:

K. A. dedi ki...

yalnız clough taylor'dan sonra öldü.