9 Ocak 2010 Cumartesi

Kayıp Hikayeler; Yasin Özdenak

Yasin Özdenak'ın bilinen hikayesi Ağabeyi Gökmen Özdenak ve kardeşi Doğan Özdenak'ın hikayesi gibi keskin uçlarda, bilinen, klişe halini almış bir hikaye olmasa da, Galatasaray'da oynamış (hatta Türk futbolunda) üç kardeş hikayesinden daha da belirgin değildir. Teyit ister.

Bugün Gökmen Özdenak'a kardeşi Yasin'in hikayesini anlat desek, çoluk çoçuğu Amiga konsol'a alıştırdı, başka da hayrını göremedik minvalinde bir hikaye duyabiliriz, yadırganmamalı da. Ancak anlatacağım hikaye Turgay Şeren tarafından anlatıldığı için ben yine de olaya mesafe ile yaklaşıyorum; Turgay Şeren'in basın yönüne ve kişiliğine itimat eden biri değilimdir, belirtmek istiyorum.

Yasin Özdenak'ın kontratının bitimine yakın bir zaman kala Palermo Turgay Şeren'e Yasin'i sorar. Turgay Şeren gider o zamanki yöneticilerden Halim Bey ile görüşür. Halim bey, Yasin'e iki yıllık kontrat önerdiklerini, ama o kontrat önerisini sembolik olarak yaptıklarını belirtir. Çünkü Beşiktaş yazın Sırp kalecisini yollayarak Yasin ile anlaşacaktır. Halim Bey, Beşiktaş ile anlaştıklarını söylerek Turgay Şereni, dolayısı ile Palermo'yu geri çevirir. Turgay Şeren mahçup olduğu için gidip Can Bartu'ya durumu belirtir.

Can Bartu'nun aklına bir fikir gelir. Bu fikri Palermo heyetine de belirtir. O dönem ki kurallara göre oyuncu bonservisi belli bir fesih karşılğında oyuncunun başka bir ülkeye milli takım oyuncusu ise gidebilmesi yönündedir. Nitekim Palermo heyeti imzalanmış kağıdı Şeren'e yollar, sezon bitiminde oyuncuyu al gel, sana da belli bir komisyon veririz der(1).

Bir süre sonra Amerika'da yaşayan Ahmet İrtegün, Can Bartu'ya ulaşır ve New York Cosmos'a kaleci aradığını söyler. Can Bartu Turgay Şeren'e döner, Turgay Şeren Palermo'nun kağıdını alır yırtar, o dönem Amerika'nın enlü Türk'üne Yasin'in bonservisini verir.

Kısa bir süre sonra Beşiktaş ve Galatasaray kulübü bu haberi alır. Hatta bu transfer sonrası Yasin'in kendisi gibi kaleci olan kardeşi Doğan Özdenak bu olaydan ötürü Galatasaray'dan uzaklaştırılır, Eskişehir'e yollanır. Bu sürecin şöyle garip bir durumu vardır; Amerika transferinden henüz kaleci Yasin'in haberi yoktur(2). Hatta Tarabya'da bir İtalyanca kursunda dil bile öğrenmeye başlamıştır.

Ancak zamanı geldiğinde Amerika'ya giden Yasin Özdenak gerçeği öğrenir. Ahmet İrtegün New York Cosmos'un başkanıdır ve kaleci değil de, kaleci antrenörü olarak transfer edilmiştir Yasin Özdenak.

Yasin Özdenak, bir süre sonra Türkiye'ye gelmek ister. Milli takım şansını kaybetmiştir. Ancak sonraları Amerika'da kalarak kaleci antrenörlüğü yapar. Zaten en son Şenol Güneş'in Kore'de çalıştırdığı takımda kaleci antrenörüydü yanılmıyorsam.

Kimseyi zan altında bırakmak istemem ama bir futbolcunun kariyeri ile oynansa oynansa ancak böyle olurdu, olmuştur da. Ancak bu hikayeden sonra İstanbul'un üç büyükleri Şenol-Birol zamanına değin kendi aralarındaki transferleri birbirlerinin sözlerine değil de kasada kilitlenip anahtarı yutulan sözleşme kağıtlarına güvenir oldular..

(1) Turgay Şeren o çok anatılmayan River Plate kariyeri sonrası Galatasaray'da bir daha oynamam diyen biriyken Gala'ya tekrar dönünce Prag'dan teklif alıp Sami yen'de sabote ettiği maçları bu ülkede bir Hıncal Uluç bilir, ona da itimat edilmez.

(2) Bu olayın özünü Turgay Şeren yanılmıyorsam İngiltere'deki Avrupa şampiyonası öncesi Türkiye gazetesinde milli takımı değerlendirirken kaleci sorunu üzerine anlatmıştı. Bu hikayeyi kendi çarkına çevirerek farklı versiyonlarında da anlatmıştı sağolsun.

Bugün Yasin Özdenak'ı söz gelimi google'da arattığınızda onunla çok özdeşen "Vefasızlık" deyimi çıkıyorsa bunun mümessilidir çok sayın "Turgay Şeren"...

2 yorum:

Can dedi ki...

Yazı müthiş olmuş. Elinize sağlık.

Babam Yasin Özdenak'dan bahsederken müthiş kaleciydi der hep. Hatta o dönemler Galatasaraylılar efsanevi Sovyet kaleci Lev Yashin'e gönderme yaparak Yashin derlermiş.

International Libraries Association dedi ki...

Yanlış hatırlamıyorsam Yasin 1976'da GS'dan ayrıldı. 1976'da ise Beşiktaş'ta Sırp bir kaleci yoktu. Sabri Dino futbolu bırakmıştı, Beşiktaş Altınordu'dan Mustafa Bursaspor'dan da Rasim Kara'yı transfer etmişti. Acaba Turgay Şeren tarihleri falan mı karıştırıyor.