".... Gökmen(Özdenak), sen efendi bir futbolcuydun, yine aynı şekilde efendi bir gazeteci olursun dedim. Bu bana hanım manım diyor hala. Lan oğlum, bizim hanım 35 yıldır Beşiktaş'ı mı daha çok seviyorsun yoksa beni mi diye sorup durdu. Hiçbirinde cevap vermedim. Daha da sormuyor, o da biliyor artık...." İlker Ateş
Körü öldürüp badem gözlü yapma metodunu kişisel düşüncelerimle çakışmadığı sürece yapmamaya özen gösteririm. Bu bağlamda, İlker ağabey'in Beşiktaş için dediği, düşündüğü her diyalektik fikre her zaman karşıydım, yine öyle. Ancak onun hakkında anlatılması gereken bir takım düşünceler var.
İlker ağabey dürüst bir spor yazarı olmasının yanında hafta içi Tekirdağ-Eskişehir arasını mekik dokuyarak tamami ile kendi çabalarıyla Beşiktaş altyapısına oyuncu katma derdinde iken, İngiliz kondisyonerlerin Barbaros caddesi kaldırımlarında yoktan varettiği "yeni nesil" -ki Beşiktaşlı dostlarım buna özkaynak der- kulüp ve taraftarlar arasında birer yanılsama olarak adlolmuş, sahici değil, ama gerçekten yeni bir nesil yetişmiş ve İlker ağabey görevini tam olarak yapmamış olsa da Beşiktaş kulübü altypasına "gerçek" hizmette bulunmuştur.
Bugün gelinen noktada Yemen Ekşioğlu'nun "Nazilli'de oynayan bir çocuk var, üff" tandanslı bir altyapı işlevi ile karşı karşıya olsak da, İlker ağabey'in kendi referanslarını kullanarak Recep, Ulvi, Servet, Hasan gibi oyuncuları kendi arabasıyla kulübe getiren kişi olduğu gerçeğini yadırgayamayız.
Varolsundu, Totaliter rejime ve dolayısı ile Seba, Bilgili ve Demirören yönetimini sürekli takdir etti ve propagandasını özellikle radyo programlarında iyi yaptı. İyi analiz ettiğini sandığı Beşiktaş maçlarını az da olsa fanatizme büründürdü ve çizgisini kaybetti. Bundan dolayı kendisine asla inanmadım ve güvenmedim.
Ancak yanlışta olsa inanarak Beşiktaş adına yaptığı tüm hizmetler için ona bir teşekkür borcumuz vardı, bu vesileyle teşekkürümüzü sunalım. Mekanı cennet olsun.
0 yorum:
Yorum Gönder